Feminizm, yıllardır süregelen eşitlik mücadelesinin adı! Sen de bu güçlü hareketin tam olarak ne anlama geldiğini öğrenmek istiyorsan, feminizmin anlamını ve feminizm ideolojisinin hedeflerini bu yazımızda keşfedebilirsin.
Uzun yıllardır hayatımızda olsa ve adına sayısız mücadele verilse de hala pek çok kişi tarafından yanlış anlanan o kavramı açıklığa kavuşturuyoruz: Feminizm! Bu kavram kimi zaman bilinçli olarak çarpıtılıyor, kimi zamansa dar kalıplara sıkıştırılarak derinliği yok sayılıyor. Oysaki feminizm temelinde çok derin ve kapsamlı bir eşitlik hareketini ifade ediyor. Bu yazıda feminizm ne demek ve feminizm nasıl ortaya çıktı detaylıca açıklıyoruz!
Feminizm Nedir?
Feminizm, en temel anlamıyla kadın ve erkekler arasında sosyal, ekonomik, politik ve kültürel eşitliği savunan bir düşünce sistemini ifade ediyor. Yani feminizm pek çok kez yanlış anlaşıldığı gibi “kadınların üstün olduğu” düşüncesini savunmuyor, tamamen eşit olma gayesine odaklanıyor. Nitekim kadınların isyan yumrukları yıllardır bir yarışta galip gelmek adına değil, adaleti sağlamak için yukarı kalkıyor.
Feminist Ne Anlama Gelir?
_960.webp)
Feminist kavramı feminizm ideolojisini benimseyen bireyleri tanımlıyor. Yani kadın erkek fark etmeksizin eşitlikten yana olan pek çok kişinin feminizmi savunduğu söylenebilir. Bireyin toplumsal cinsiyet eşitliğine inancı ve bu yöndeki çabası feminist ideolojiyle örtüşüyor.
En basit ifadeyle; eğer bir kadının işe alımda cinsiyetine göre değil, yeteneğine ve performansına göre değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorsan içinde feminizm hareketine katılmayı hak eden bir feminist yaşıyor demek mümkün. İşte feminizm ideolojisinin yarattığı yankıların özünde aslında bu kadar “temel” ihtiyaçlar yatıyor.
Feminizmin Tarihi ve Ortaya Çıkışı

- Feminizm tarihi 18’inci yüzyıla kadar uzanıyor. İlk dalga feminizm, özellikle kadınların oy hakkı ve eğitime erişimi gibi temel haklara odaklanıyordu.
- Bu dönemde pek çok kadın feminist yazar kadınların da akla ve eğitime erişim hakkı olduğunu savunuyordu.
- İkinci dalga feminizm ise 1960’lı yıllarda patladı. İkinci dalga feminizmde kadınlar sadece oy hakkı değil, aynı zamanda iş hayatında eşit ücret, doğum kontrol hakkı, yasal haklar ve ev içi emeğin görünürlüğü gibi konuları gündeme taşıdı.
- Üçüncü ve dördüncü dalga ise daha kapsayıcı. Irk, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim gibi farklılıkların da feminizm içinde yer bulması gerektiği savunuldu.
- Artık feminizm yalnızca kadın haklarını değil, toplumda adaletsizliğe uğrayan herkesin eşitliğini savunan çok boyutlu bir hareket niteliğinde.
- Kısacası feminizm son haliyle eşitsizliği tümüyle bertaraf etmek ve herkesin eşit koşulda haklara sahip olmasıyla ilgili.
Feminizm Neyi Savunur?
_960.webp)
Feminizmin savunduğu değerleri incelemek için sayfayı kaydırmaya devam edebilirsin.
Eşit Emeğe Eşit Karşılık
Kadın ve erkek... Aynı işi yapıyor ve aynı emeği sarf ediyorsa karşılığının da eşit ölçüde olması gerekiyor. Feminizm ideolojisine göre, çeşitli bahanelerle ücret farkı yaratmak adil değil ve alın terinde cinsiyet farkı gözetmek kabul edilemez bir durum.
Eğitim Herkesin Hakkı
Küçük yaşlardaki kız çocuklarının eğitim hakkından mahrum kaldığına ne yazık ki günümüzde hala şahit olabiliyoruz. Feminizme göre, “Erkekler okusun, kızlar evlensin.” gibi bir bakış açısı asla kabul edilebilir değil.
Feminizm, her bireyin istediği alanda eğitim görmesini ve hayal ettiği kariyeri inşa etmesini destekliyor. Bu ideoloji özellikle matematik ve benzeri bilimlerin erkeklere özgü olduğunu iddia eden anlayışa karşı, kadınların tarih boyunca tüm kısıtlamalara rağmen bilim dünyasına katkılarını çok daha görünür kılıyor.
Meslek Seçme Özgürlüğü

Kadınlar pek ala şoför olabilir, erkeklere de hemşirelik çok yakışabilir! Toplumsal kalıplar kırıldığında dileyen dilediği mesleği seçebilir. Feminizm, mesleklerin cinsiyeti olmadığına inanıyor ve “O iş kadınlara göre değil.” diyenlere aksini iddia etmek için mücadele veriyor.
Şiddete Hayır Diyen Bir Zihniyet
Şiddetsiz bir yaşam deyince aklına sadece fiziksel şiddet gelmesin. Kaldı ki bu konuyu çoktan geride bırakmamız gerekirdi. Ancak bu işin psikolojik boyutu da var. İletişime açık her birey, karşısındaki insanın haklarını sömürmeden ve onu manipüle etmeden ilerlemekle yükümlü. Feminizm gerçek sevgiyi gösterme yollarının nasıl olabileceğinin ve sağlıklı iletişimin nasıl kurulması gerektiğinin de altını çiziyor.
Bedensel Kararların Özgürlüğü
Feminizm, bireyin bedenine ve yaşamına dair söz hakkını kendisine bırakıyor. Buna göre kadınların ne giyeceğini, nasıl davranacağını, kaç çocuk doğuracağını kendileri dışında kimse belirleyemez.
Editörün Notu: Kadın bedeni üzerindeki toplumsal baskılardan etkilendiğini düşünüyorsan, “Bedensel Kabul Nedir? Kendimizi Olduğumuz Gibi Sevmenin Yolları” başlıklı yazımızı okuyabilirsin. Unutma, yalnız değilsin. ❤️
Eşit Rol Dağılımı
_960.webp)
Erkek çocuğunun bezini değiştirebilir, kadın ise evin direği olabilir. Feminizm, “Erkek ağlamaz.” ya da “Kadın ev işlerinden sorumludur.” gibi klişeleri çöpe atıyor. Nitekim, hayatta herkesin –cinsiyetten bağımsız olarak– kendine has yeteneği ve becerileri mevcut.
Karar Hakkı Herkesin
İlişkide, evlilikte, işte ya da sosyal hayatta… Herkesin eşit olduğu ortamda fikirler ve kararlar aynı doğrultuda olmadığı sürece hiçbir aksiyon alınamaz. Feminizm bu tarz durumları sadece romantik bir jest değil zorunlu bir hak olarak görüyor.
Medyada Eşitlik
Dizilerde, reklamlarda veya haberlerde… Feminizm, kadınların sadece “yardıma muhtaç” veya “erkeklerden daha duygusal” olarak gösterilmesine karşı çıkıyor. Bu ideoloji, her karakterin ve hikayenin toplumsal cinsiyet kalıplarına sıkıştırılmadan hak ettiği gibi temsil edilmesini savunuyor.
Cinsiyet Kimliği ve Yönelim Saygısı
_960.webp)
Feminizm, yalnızca kadın haklarını değil, LGBTİ+ bireylerin haklarını da kapsayıcı bir bakışla savunuyor. Herkesin kimliğine ve yönelimine saygı feminizmin temel taşlarından biri niteliğinde!
Eşit Efor Gerektiren Ebeveynlik
Feminizm, ebeveynlikte çocuk bakımının da ev işlerinin de ortak emek gerektirdiğine inanıyor. Yani bu ideolojiye göre babaların çocukları okula giderken onlara kahvaltı hazırlamasında alkışlanacak bir şey yok, çünkü bu zaten onların da sorumluluğu.
Kadın erkek eşitliğini savunan feminizm ideolojisini öğrendin. Şimdi tüm bireylerin aynı sosyal haklara sahip olduğunda daha kolay edinebileceği öz şefkat kavramına göz atmanın tam sırası!